23 Şubat 2016 Salı

Kokuyu da Fotoğraflayabilsem Dedirten Mekan; Bröd


Kokuyu da Fotoğraflayabilsem Dedirten Mekan; Bröd


Boşa değil bu başlık. Kapıdan içeri adımımı atarken burnuma dolan o enfes koku, oturduğum saatler boyunca farklı farklı enfes kokulara dönüşüyor ve fotoğrafa bir de kokuyu koyabilsem de herkes duyumsasa dedirtiyor…

Bröd, Nişantaşı’nda Hacı Emin Efendi Sokak’ta bulunuyor. Gayet merkezi bir sokak burası. Amerikan Hastanesi yakınında. Bröd’ü gördüğünüz ve dışardan baktığınızda vitrinde sergilenen ekmekleri gördüğünüz an burada farklı bişeyler beni bekliyor diyorsunuz zaten. Derken demin de söylediğim gibi kapıyı açıp da merdivenlerden inerken inanılmaz bir koku ile karşılanıyorsunuz. Mekan küçük, bir büyük bir de küçük masası var. Bir de dışarıya bakan bar gibi bir kısım. En güzeli buraya oturup hem sokağı seyretmek hem de Bröd’ün lezzetlerini denemek diyorum.


Ben orada olduğum süre boyunca farkediyorum ki buraya gelmekte epey gecikmişim. Gerek Nişantaşı sakinleri, gerekse uzaktan gelenler (konuşmalardan anladığım kadarıyla) burayı çoktan keşfetmiş. Ya ekmek almaya geliyorlar ya da oturup tatlı tuzlu çeşitleri yerinde tatmak istiyorlar. İkinci gruptan olan ben, kahvem ve beyaz peynirli, domatesli tartım eşliğinde en güzel masaya yerleşiyorum, bi’ yandan da çalışıyorum. Tart gerçekten enfes geliyor.


Bröd, bir fırın ve aperatif mekanı. Kendi üretimleri katkısız ekşi mayalı ekmekleri çeşit çeşit (zeytinli, biberiyeli, çekirdekli gibi…) ve 9:30′da fırından çıkıp sizlerle buluşmaya hazır oluyorlar gün içerisinde. Bu ekmeklerle yapılan sandviçler de haliyle leziz. Bunlarla beraber, tartlar, kekler, browni gibi tatlı çeşitleri de size gerçek bir ev ortamı vaat eden Bröd’ün fırınından çıkmakta. Sabah önünden geçerseniz tostlarını mutlaka deneyin, öğlense yine özel bir menü mevcut. Benim gittiğim gün karnıbahar çorbası gibi farklı lezzetler vardı örnek olarak. Esasında Bröd’ün saati yok diyebilirim. Nişantaşı’nda gezindikten sonra kısa bir kahve/çay molası vermek için de buraya uğrayabilirsiniz. Zaten geldiğinizde eminim ki yakınlarım da bu kokuyu hissetmeli, lezzetleri tatmalı diyerek ürünlerden birkaçını paketletip evinize götüreceksiniz:) Son zamanlarda el yapımı ekşi mayalı ekmekler çok sevilir oldu ve örneklerini bulabileceğiniz birçok yer var.( Naan, Nino Bakery… ) Bröd de başarılı örneklerden. Uğrayın derim!


                        Buranın bana anımsattığı şarkı; The Chromatics - Running Up That Hill 

                                      https://www.youtube.com/watch?v=Mgv88ZLi6LY




2 Şubat 2016 Salı

Üç Semt, Üç Yeni Coffee Shop



Üç Semt, Üç Yeni Coffee Shop

HergünHergün bir yeni coffeeshop haberi alıyoruz, koşup gittiğimiz yerler arasında herhangi bir özelliğiyle öne çıkmayanlar devamlılık sağlayamıyor. Bu bahsedeceğim üç yer, bana kalırsa epey zaman bizlerle olacak gibi. 

KAMU COFFEE&DRİNK 

Açılalı birkaç ay oldu. Ben anca gidebildim. Teşvikiye'deki 400 Derece Pizza'nın biraz ilerisindeki soldan ilk sokak. Topağacı'nın şirin yeri. Minik bir mekan; ancak o minicik yeri kendilerine has, zevkli bir yere dönüştürmeyi başarmışlar. Dışarda ısıtıcılarla rahat etmenizi sağlayan iki oturma alanı var. Rahat koltuklarda sokakta olup biteni takip edip, bir yandan Petra'dan aldıkları kahveleri yudumlamak mutluluk verici bir deneyim. 


Buranın bana anımsattığı şarkı; Blue States- Season Song

https://www.youtube.com/watch?v=F9IE7NXSSms


SANTRAL COFFEE HOUSE


Yaşadığım semte, caddeye yeni yerler açılınca çok seviniyorum. Eve beş dakika sonra varabileceğimi bilmek bi yerde geçirdiğim vaktin daha huzurlu olmasını sağlıyor. Çokça hissettiğim üşenme duygumu da yok ediyor. Atatürk Caddesi'nin başında açılan Santral Coffee de bu yüzden gitmeden kendini sevdirdi. Bi akşamüstü mesai saatim bitmeden, ofisi buraya taşıdım.
Öncelikle, yıllardır önünden gelip geçtiğim, gördüğüm dükkanın böylesi geniş olması beni şaşırttı. Koyu yeşil renk hakimiyeti, duvardaki çizimler, birbirine uzak masalar rahat bir ortam vaat ediyordu. Yazılarımdan da anlaşılacağı gibi yine ve yine latte içtim:) Kahveler pek sevilen Moc'tan alınmıştı. Yanında ufak keklerle servis edilip, sufleye benzeyen bu kekler gayet lezizdi. Vitrinde de birçok tatlı çeşidi vardı; ancak nasılsa yakınız başka zamana diyerek açılan iştahıma dur diyerek ilk gelişte ısındığım bu butik kahveciden ayrıldım:)

               
                                Buranın bana anımsattığı şarkı; Coldplay&Beyonce-Hymn For The                   Weekend

          https://www.youtube.com/watch?v=YykjpeuMNEk



GRUMPY COFFEE&BAKERY


Beşiktaş'ın yepyeni kahvecisi Grumpy, ufak ve çok şirin bi' yer. Beşiktaş'taki birçok kahveciden de lezzetli kahvelere sahipler. Gittiğim gün tatlı yemeyi hiç düşünmüyordum, mekanın güleryüzlü sahibesi bana o enfes sıcacık muffinlerden ikram edene kadar! Yemeyeyim derken bi çatal bi çatal daha bir de baktım tabak bomboş. Öyle güzel bi tadı vardı ki. Bunu söylediğimde bir de muhallebimizi deneyin cümlesiyle karşılaştım ve kesinlikle tatmalıyım dedim. Bu muhallebi yurtdışından gelen özel soslarla yapılmaktaymış. O yüzden her zaman yok, soslar gelince kaçmaz! Buraya mutlaka yolunuzu düşürün! 





                        Buranın bana anımsattığı şarkı; Mansionair- Hold Me Down 

                                https://www.youtube.com/watch?v=VJ6ofd0pB_c