29 Haziran 2015 Pazartesi

Şehrin İçinde Yemyeşil Bir Kaçış; Brunella Moda


Şehrin İçinde Yemyeşil Bir Kaçış; Brunella Moda

Ağaçlar, çiçeklerle dolu yemyeşil bir alanda hem oturup yemeğinizi yemek hem kutlamalar yapmak hem de havuza girip spor yapabilmek için artık uzun yollar katetmeye gerek yok. Moda'da Saint Josephliler Derneği'ne gelin, Brunella Moda tüm bu ihtiyaçlarınızı karşılayacak...
Moda'da Hülya Sokak'ta Saint Joseph Lisesi'nin hemen yanında. Koskoca bir alana kurulu bu yer, yemyeşil doğasıyla huzura davetiye çıkarıyor. İç kısım da oldukça şık ve burada kalabalık gruplar halinde gelip kutlamalar yapabilmek, uzun sohbetler edebilmek mümkün. Oturduğunuz yerden göreceğiniz manzaranız havuz, spor alanı geniş ağaçlar ve bahçeye kurulmuş olan 7 masadan oluşan balık restaurantı. Anlayacağınız Brunella'da yapacak şey çok. Rahat, şık bir dekorasyona sahip olan bu yerde kendinize özel organizasyon da yapabiliyorsunuz.


Menüsünden bahsedecek olursam; ürünlerin tazeliğine ve lezzetine dikkat edildiği her halden belli diyebilirim. Geniş bir kahvaltı menüsü olduğu gibi; başlangıçlardan, salatalara, ızgara çeşitlerinden, makarnalara kadar birçok seçenek var öğlen ve akşam yemekleri için. Yüzen ada, Rom Baba, Pralinli Çikolata pastas gibi tatlılarını da unutmamak gerek tabi, üstelik çeşitler bunlarla sınırlı da değil. Ben gittiğimde, kahvaltı etmeyi tercih ettim. İki kişilik kahvaltı tabağı ve beyaz peynirli menemen eşliğinde mis gibi esen ağaçların gölgesinde bir sabah geçirdik. Çok keyifliydi. Kahvaltı tabağında sınırsız çay eşliğinde taptaze peynir çeşitleri, söğüş, zeytin, salam, nutella, tereyağı gibi seçenekler vardı. Menemen gerçekten lezzetliydi. Servis de iyi olunca o sabahımız gerçekten güzelleşti diyebilirim. Siz de Brunella'yı es geçmeyin, mutlaka uğrayın:) 


                                  Buranın bana anımsattığı şarkı; Gotye-Smoke and Mirror 


                                       https://www.youtube.com/watch?v=0FlSdHyXYO8




23 Haziran 2015 Salı

Kipos Balık ''Ayvalık Cunda Mutfağı''

Cunda'yı İstanbul'a Taşıyan Yepyeni Mekan; Kipos Balık    Her yaz iki günlüğüne de olsa mutlaka Cunda'ya yolunu düşüren, oradaki restaurantlarda taze ürünlerle yapılan mezelere bayılan biri olarak bu keşif son zamanlarda gittiğim yerler arasında en isabetlisi oldu diyebilirim. İşte Kipos Balık ''Ayvalık Cunda Mutfağı'' 

Koşuyolu'ndaki ara sokakların birinde Cenap Şahabettin Sokak'ta yani bir sürü restaurantların bulunduğu caddenin bi üst caddesinde bulunan Kipos'a girdiğiniz an bir sürü güleryüz ve koskoca bir meze dolabıyla karşılanıyorsunuz. Koskoca bahçesine kurulmadan hemen önce bu geniş dolaptan mezeleri ve ara sıcakları seçmek mümkün. Zaten öylesine gözü dönüyor ki insanın her şeyden söyleyip balığa yer kalmadığı da olabiliyor. Meze büfesinin önünde uzun uzun seçim yapmaya çalıştıktan sonra, masaya geçiyoruz. Açık havada ferah bir ortamda sohbet etmek çok keyifli, henüz az sonra tadacağımız mükemmel lezzetlerden habersiziz tabi.

Derken benim fotoğraf çekme sevdam sebebiyle sırasıyla her şey gelmeye başlıyor. İlk gelen pilaki ve safranlı midye dolma oluyor. O kadar lezzetli ki. Sonrasında denediğimiz; ayvalık lokumu, balık köftesi, karides güveç, deniz mahsüllü enginar ve diğerleri... Tattığım her şey gerçekten damağımda bi şölen hissi yaratıyor ve benim için ziyafet gibi oluyor. Hele ki deniz mahsüllü börek adeta katmer gibi incecik hamuruyla inanılmaz.



Üstelik gittiğimiz gün ailemle doğumgünümü kutladığımızdan yemeğin sonunda tatlıyla mum da getiriyorlar. Tahinli volcano bugüne kadar yediğim en güzel tatlılar listesine girer, hiç abartmıyorum. Ege mutfağının en güzel örneklerini sergileyen bu ferah ve nezih mekanda zannedildiği gibi çok yüksek fiyatlar da yok. Fiyat-kalite oldukça dengeli. Siz de benim gibi balık-meze severlerdenseniz gerçekten şiddetle tavsiye ediyorum!:) 

                                        Buranın bana anımsattığı şarkı; Sezen Aksu- Yeni ve Yeni Kalanlar 
  
                                                   https://www.youtube.com/watch?v=1XNjqQILBMw


Kadıköy Çarşı Hareketleniyor; Coffee Manifesto

 Kadıköy Çarşı Hareketleniyor; Coffee Manifesto

Çarşı yeterince hareketli değil mi dediğinizi duyar gibi oluyorum. Hareketli tabi. Sağdan soldan hızla yürüyen insanlar, yemek yenebilecek, alışveriş yapılabilecek onlarca yer, buraya buyrun diye menülerini elimize tutuşturarak mücadele eden balıkçılar, yalnızca türk kahvesi yapan mekanlar... Çarşı kalabalık, gürültülü; zaten benim bahsettiğim hareketlenme üçüncü dalga kahve akımınının mensubu kahve dükkanlarından yana. Geçmiş günlerde yazdığım çok sevdiğim Montag Coffee Roasters'tan sonra ikinci kahveci Coffee Manifesto da sessiz sedasız Çarşı'daki yerini aldı.
Coffee Manifesto, Kadıköy Çarşı'nın en işlek yerinde. Görmemek mümkün değil. Çoğu Kadıköy insanının ve yemek severin bildiği Çiya'nın hemen yanıbaşında. Fotojenik mavi bir kapısı var, içerisi küçük; fakat zaman geçirilebilinecek bir mekan. Taze çekirdeklerle, her damak zevkine uygun çeşit çeşit kahve bulunabiliyor. Üçüncü dalga kahve demek yerine direk Coffee Manifesto demeyi tercih ediyorlar ve oldukça iddialılar.
Mekanın her detayı sahipleri tarafından tek tek düşünülmüş. Kahve çeşitlerinin sunumu da oldukça hoş. Denediğim Latte, Espresso ve Cold Brew çok başarılıydı. Oturduğum süre boyunca birkaç masaya tiramisu geldi, harika görünüyordu. Sanırım bir sonraki gidişimde tiramisu ve filtre kahve keyfi yapacağım. Siz de uğrayın derim :) 


                             Buranın bana anımsattığı şarkı; Alt-j - Fitzpleasure

                             https://www.youtube.com/watch?v=npvNPORFXpc




8 Haziran 2015 Pazartesi

Plazaların Arasında Bir Tatlı Keşfi; Müp Coffee&Bites

Plazaların Arasında Bir Tatlı Keşfi; Müp Coffee&Bites

Kozyatağı'nda plazaların, işyerilerinin hakim olduğu bölgedeki ara sokakların birinde bir tatlı cenneti buldum. Plaza insanına ilaç gibi gelecek bir alan ve bundan çok daha fazlası... 
Müp Coffee Kozyatağında Nida Kulenin ardında bulunan Sarıkanarya Sokak'ta. İşyerlerinden çıkıp öğlen yemeğini dışarıda yemek isteyenler için çok iyi bir konum; ancak demin de söylediğim gibi bundan çok daha fazlasını vaad ediyor gelenlere. Öncelikle yüksek tavanı, uzun avizeleri, rahatlığıyla hoş bi ambiyansa sahip olduğunu söyleyebilirim. Sabah geldiğinizde dereotlu ev poğaçası ya da limonlu anne kekiyle güne başlamanız mümkün. Müp'e girdiğiniz an karşınıza çıkan dolaptaki tatlılarından gözünüzü alabilmeniz imkansız. Hangisini seçeceğinize karar vermekse en zoru, hepsi ayrı çekicilikte. Çeşit çeşit cupcakeler, oreolu, çilekli, limonlu iştah açıcı nefis görüntülü tatlılar daha buraya adımınızı attığınız ilk anda sizi mutlu edecek eminim. 
En meşhur tatlıları oreo müpcream, otto ve elizabeth. Ben çilekli elizabeth ve latte deniyorum ilk gidişimde. Gerçekten son zamanlarda yediğim en iyi tatlı diyebilirim. Browni, fıstıklı profiterol gibi çeşitler de oldukça leziz görünüyor. Bunlarla da bitmiyor, burada doğal ve sağlıklı ve farklı yiyecekler bulunuyor. Mesela benim gittiğim gün günlük menüde, malta erik soslu fırın köfte, siyah pirinç pilavı, nohut sarma gibi yemekler bulunmaktaydı. Mücveri ve 3'ün 1'i isimli tuzlu lezzetleri en ön planda olanlar. Tok olmadığım bi gün bu lezzetleri de muhakak tadacağım.  Espresso, cortado, filtre kahve, latte gibi kahve çeşitleri de bulunuyor. Mutlaka gelin! :) 
Buranın bana anımsattığı şarkı; Francesca Lombardo-What To Do

https://www.youtube.com/watch?v=DU-IPNoZtXQ


Moda'da Hoş Alternatif; Pedro İstanbul

Moda'da Hoş Alternatif; Pedro İstanbul


 Moda çay bahçesine doğru inen sokakta en az 2-3 tane güzel restaurant bulunur. Bunların en yenisi olan Pedro İstanbul'a yağmurlu bir cumartesi gecesi yolumuz düşüyor, pek de iyi oluyor :)   
Yağmurlu kasvetli o cumartesi günü, fotoğraflardan gördüğüm, güzel bi yer olabileceğini düşündüğüm Pedro'da alıyoruz soluğu. Moda'daki Kırıntı'nın hemen yanında mor kapısı, klasik karolu yerleri, hoş geniş bar kısmıyla dikkatinizi hemen çekiyor zaten. Girdiğimiz an güleryüzle karşılanıyoruz. Çok kalabalık bir gruptan hemen sonra geldiğimiz için çok fazla bekleyeceğimizi düşünüyoruz; ama öyle kibar ve ilgililer ki yemeğimiz kısa sürede geliyor.

Yağmur yağınca ıslanmamak için bar kısmında devam ediyoruz yemeğimize. Oldukça Yeterli bir menüsü var buranın. Makarnalar, salatalar ana yemekler ve çeşitli meksika yemeklerini bulmak mümkün. Biz mantar soslu papardella ve deniz mahsüllü linguiniyi tercih ediyoruz, pişman da olmuyoruz, lezzetli. Ayrıca çeşitli ikramlarda bulunmaları da apayrı bir tercih sebebi oluşturabilir bir sonraki gelişimiz için. Bu arada kahvaltı için de Pedro'yu tercih edebilirsiniz. Bir yandan Moda havası alırken, bir yandan da taze ürünlerle dolu bir kahvaltı o sabahınızı mutlu geçirmenizi sağlayacaktır. Deneyin derim. 


                                         Buranın bana anımsattığı şarkı; Feder- Goodbye 
  
                                     https://www.youtube.com/watch?v=vxeontdHObU