11 Eylül 2014 Perşembe

YENİ!

YENİ!

Yeni olan her şey güzel ve heyecan vericidir. İlk defa dinlediğimiz bir şarkı, okuduğumuz bir paragraf bile algılarımızı tümüyle değiştirip, dönüştürebilir. Bu bağlamda atalarımızın da dile getirdiği üzere tebdil-i mekanda ferahlık olduğu gerçeği de tartışılmazdır kanımca :) Bu yüzdendir ki yeni yerler keşfetmek beni mutlu etmekte, siz de gider ve benim kadar seversiniz umarım :)



ANADOLU YAKASINDA BİR KEŞİF; CoffeeNutz

Anadolu yakası; sessiz sedasız sokakları, sakinliği, genel eğlence ve yaşam merkezlerine uzaklığıyla her zaman uzun uzun zaman geçirmek açısından ikinci planda kalmıştır. Daha çok ikamet etmek için tercih edilen bir bölge olmaktan ileri gidememiş olan bu yakada, son zamanlarda Kadıköy ve Bağdat Caddesi haricinde de kıpırdanmalar olmaya başladı. Benim de yaşadığım yer olan Kozyatağı’nda apatmanların, ağaçların arasına gizlenmiş bir vaha keşfettim. CoffeeNutz. Kahve tutkunları; Arayın, bulun, gelin!


Atatürk Caddesi’ni bilen bilir, Kozyatağı’ndaki en kalabalık cadde olup; Starbucks ve Manolya gibi bilindikyerleri de üzerinde barındırmaktadır. Starbucks’ı es geçip, bir sokak ilerisine doğru yürüdüğüm o gün sanki bişey beni dürtmüştü. Büyükçe bir apartmanın altına konuşlanmış, ufacık bir bahçeyle karşılaşmam ve buranın CoffeeNutz olduğunu görmem böyle bir günde oldu.Bir köşede saatlerce oturup serinlikle kucaklayan ağacın altında keyif yapılabilecek bir salıncak, karşısında ise rahat mı rahat koltuklar karşıladı beni. Akşam olsa daha da güzel olurdu diye düşündüm, her yerde lambalar ve aydınlatıcılar vardı. Kulağıma enfes bi müzik çalındı tam da bu anda. 

                                    


Öncelikle şunu söylemeliyim, kahve tutkunlarını gerçekten mutlu edecek bir mekan. Bu konuda uzman sahipleri var CoffeeNutz’ın. Sıcak günleri serinlikle karşılamanızı sağlayacak Cold Drip içebilirsiniz, bugüne kadar içtiklerim arasında en iyisiydi; sıcak suya maruz bırakılmayan kahve tanelerinin daha uzun ömürlü olduğunu, asit ve yağ oranının daha düşük olduğunu söylüyorlar. İstanbul’da hızla ilerleyen bir trend haline gelen gurme kahveciliğinde iddialı olan bu mekanda filtre kahveye uygun, aroması bol Colombia çekirdeği, Espressoya uygun, güneş altında ve meyvesi ile birlikte bekletilmiş Ethiophia çekirdeği ve öğütülmüş kahve çeşitleri mevcut. Bunlar CoffeeNutz tarafından bizzat üretilmekte. Tabi filtre kahve gibi klasikler de unutulmamış.
  
                                   

En çok da üstteki fotoğrafta gördüğünüz kahveden alınabilecek tatların anlatıldığı tabloya şaşırdım. Kahve deyip geçmemek lazım, yüzlerce çeşidi, bize hissettirdiği onlarca tat var. Sözün özü, anadolu yakasına yolunuz düştüğünde güzel saatler geçirebileceğiniz sakin bir yer aradığınızda CoffeeNutz’ı es geçmeyin, ben çok sevdim!

Buranın bana anımsattığı şarkı; Tracy Chapman- Fast Car 

http://www.youtube.com/watch?v=TO9Qa7MpAvw


KARAKÖY ÇILDIRDI! Pim Karaköy 

Karaköy bundan beş altı sene önceye kadar, yalnızca Taksim'den Kadıköy'e geçmek için vapuru kullandığımız bir geçiş alanı niteliğindeydi çoğumuz için. Kim derdi ki her köşesine yepyeni yerler açılacak, eski tamirhaneler, atölyeler yenilenip bir yeme-içme eğlence merkezine dönüşecek diye. Şaşırtıcı oldu elbette. Son zamanlarda her gidişimde yepyeni bir cafeyle karşılaşmaktayım. Bu cafelerin arasında da tabi ki bir eleme yapıyor insan, her biri heyecan verici ve muhakkak gitmeliyim dedirtmiyor. Pim Karaköy'ü instagramdaki keşfet bölümünde gördüğüm an, mutlaka buraya uğramalıyım dedim ve arkadaşımı da alıp buranın yolunu tuttum. İyiki de böyle yapmışım dedim.
Baltazar'ın hemen karşı sokağında, yine çok sevdiğim Karaköy Bando'nun hemen karşısı. Kocaman geniş bi alan. Yan tarafında ise buranın pastanesi bulunuyor, ürünleri kendileri yapıyorlar. Oturduğumuz süre boyunca da yan taraftan gelen mis gibi kokular bize eşlik ediyor. 
Dekorasyonda öncelikle duvardaki kocaman grafiti dikkati çekiyor; ancak içeri doğru bakıldığında her ayrıntıya titizlikle dikkat edildiği belli oluyor. Pitaları ve pitalarla yapılan sandwichler öne çıkan lezzetler arasında. Bir sonraki gidişimde kesinlikle köfteli pitasını denemek istiyorum. Yan masaya geldiğinde biz çoktan seçimimizi yapmıştık, bir sonraki gelişimde kesinkes deneyeceğim diyerek kafamda bir not aldım bile. Menüde kahvaltı için beş değişik menü bulunmakta olup, yan taraftaki pastanesiyle ilgili de macaron konusunda oldukça başarılı olduklarını duyuyoruz. Karaköy'e gittiğinizde yeni bir yer arayışına girerseniz rahatlıkla gidip, saatler geçirebileceğiniz bi' yer. Yolu açık olur umarım.


Buranın bana anımsattığı şarkı; Alphawazen-Days;

http://www.youtube.com/watch?v=u_Z-ZwXKqIE


MODA'DA YEPYENİ BİR DURAK; Page Cafe&Gallery 

Moda'nın, Kadıköy'ün yeni yeni cafelere ev sahipliği yapması, Cihangir'leştirilmeye çalışılmasından oldukça rahatsız olduğum bir dönemde, Moda'ya inerken solda gördüm Page  Cafe&Gallery'i. Önyargılarımdan arınmaksızın girdim, kahve eşliğinde arkadaşımı beklemeye koyuldum. Ne yalan söyleyeyim, çok sevdim burayı. İçeri doğru ilerlediğimde, Berk Öztürk'e ait çizimlerin duvarda asıldığını gördüm. Burası bir Cafe-galeri. Moda'ya oldukça yakışmış, ilgili ve samimiler. Çilekli limonata ve lattesinin yanında, tatlılarından da deneyebilirsiniz. Moda'da kahvaltı edilecek onlarca yer demeyin, Page Cafe&Gallery, kahvaltı konusunda da iddialı. Moda'daki insan selini seyre dalmak için birebir olan lokasyonu da bizim için bir tercih sebebi oluşturuyor. Bu cafeyi ziyaret etmenizi öneririm.
Buranın bana anımsattığı şarkı; Youth-Doughter;

http://www.youtube.com/watch?v=VEpMj-tqixs







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder