13 Nisan 2015 Pazartesi

Kadıköy Çarşı'da Kahve Keyfi; Montag Coffee Roasters

Kadıköy Çarşı'da Kahve Keyfi; Montag Coffee Roasters

Kadıköy’de yeni açılan ve genel olarak yazdığım yerler hep Moda’da olurdu. Şimdi bahsedeceğim yepyemi mekan ise Buranın, belki de en sevdiğim yeri olan Çarşı’da. Buyrun Montag Coffee Roasters’a.
Çarşıdaki Starbucksın sokağından yukarı çıkıp sokağı bitirdiğimiz köşede sağdaki apartmanın birinci katı, kilisenin hemen karşısı. Merdivenleri çıkıp da buraya girdiğim an, bundan sonra Kadıköy'e geldiğimde ilk duraklarımdan biri olacağını anladım. Zira çalan güzel müzikler, güleryüz, ortamın hoşluğu ve Çarşıyı kahvem eşliğinde seyredalmabilmek benim için en güzel şey. Oturduğum yerin karşı duvarında yazılı ''one coffee doesn't make us friends. Maybe Two'' yazısına takılıyorum öncelikle. Duvardaki resim gibi geliyor ilk anda ama duvar oyularak çekiçle yapılan bir eser aslında. Mekanın ortaklarından birinin iç mimar eşi tarafından tüm bu ayrıntılar düşünülmüş ve yapılmış. Ambiyans gerçekten çok güzel. Bu duvarın hemen altında tahta upuzun bir masa var ki orada arkadaşlarınızla saatlerin nasıl geçtiğini anlayamayacağınıza eminim. 
Montag isminin hikayesi şöyle; almancada pazartesi anlamına geliyor ve mekan sahibinin zor okullardan olan Avusturya Liseli olmasından ve pazartesilerinin sendromlu halinden ileri geliyor. Ayrıca Montag çeşitli kitaplarda da karşılarına çokça çıkınca ismin bu olması kaçınılmaz olmuş. Pazartesi sendromuna ilaç gibi gelecek bi mekan yaratacaklarını önceden sezmiş olmalılar. Montag, pazartesileri de açık. Mekanın bir diğer artısı da Kahve çekirdeklerini kendilerinin kavuruyor olmaları, bu da ayrı bir lezzet katıyor pek tabi ki. Filtre kahve çeşitleri, latte, americano cappicino ne ararsak var.
Bunlarla beraber burada cheesecake, havuçlu kek gibi tatlıları bulmanız da mümkün. Bir süre sonra tatlıları kendileri yapmayı düşünüyorlar. Seramik sanatçısı Defne Samman'ın yapmış olduğu şık tabaklarda sunulacak bu tatlılar. Ben ilk gittiğimde latte içmeyi tercih etmiştim o gün kalabalık da değildi zaman nasıl geçti anlayamadım; ancak fotojenikliğine bakılırsa burası kısa sürede herkesin uğrak mekanı olacak gibi gözüküyor. Şimdilik balkonda yer bulunabiliyor, Çarşıdaki koşuşturmaları izleyebilmek, leziz kahveler eşliğinde sokağı dinleyebilmek gerçekten keyifli. Son zamanlarda en çok sevdiğim yer diyebilirim, siz de deneyin:) 

                                                 Buranın bana anımsattığı şarkı; Amos Bilborn-Thinking and drinking
     
                                                                 https://www.youtube.com/watch?v=ISUF_yq1yEY




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder