Paşabahçe'nin ana sponsorluğunda bu sene ikincisi düzenlenen İstanbul Coffee Fest'e cuma 2.seansta katılabilme fırsatım oldu. Şehirde bu tip etkinliklerin daha da artmasını dileyerek, oldukça da keyif aldığımı düşünerek ayrıldım gardan:)
İstanbul'un gerçek bir simgesi olan, vapurla karşıya geçerken hep ne kadar güçlü bir yapı olduğunu düşündüğüm Haydarpaşa Garı'nda oldu bu kez İstanbul Coffee Fest. Seçilen alanın büyüsü, sanırım etkinliğin her anına yansıdı. Özellikle trenin içerisinde oturup dinlenmek, araya koydukları köprüden gara bakan fotoğraflar çekmek, festivale gelen herkesin en çok hoşuna giden şeyler arasındaydı.
Dört gün sürecek olan bu etkinlikte her yandan yayılan mis gibi kahve kokusu, kahvelerin nasıl hazırlandığını dinlemek, yepyeni lezzetler keşfetmek harikaydı. Yerli yabancı birçok baristanın kahve hakkında sunduğu showları izleyip, tadım yapabileceğiniz gibi, birçok kez ziyaret etmiş olduğunuz, çokça beğendiğiniz coffeeshopları ve onların özel kahvelerini de burada bulabilmeniz mümkündü. Ayrıca birçok orjinal ürünü satın alabileceğiniz(Kıyafetlerden, ev eşyalarına kadar...) alışveriş bölümü, atıştırılacak özel lezzetlerin olduğu kısım, özel sergi alanı(Başarılı blogger Billur Saatçi'nin Günün Kahvesi sergisi özellikle) ve sürekli kulağınıza gelen canlı müzik(Babylon) de hoş ve keyifliydi. Aynı zamanda Snappcard bünyesinde çalıştığımdan çok fazla workshop ve seminerlere katılamadım; ancak aklım kalmadı desem büyük yalan olur.
Gloria Jean's, Nero ve Starbucks gibi zincir kahvecilerde beklenmedik derecede özel bir anlatım söz konusuydu. Özellikle starbucks, bu işte oldukça başarılıydı. Bunun dışında son zamanlarda oldukça uğrak mekanlar haline gelen; Modalı Walter's, Ben Coffee, Karaköy'den Coffee Sapiens, Balat'tan Coffee Departmant, At origin, Secco, CoffeeNutz, CoffeeTopia ve Coffee Manifesto; uğrayıp az az kahve içtiğim mekanlar arasında yer aldı. Ben Coffee'den ve Coffee Sapiens'ten aldığım take away bardakların tasarımına bayıldım. Şimdiden odamın en güzel yerine yerleştiler:)
Oldukça merak ettiğim Zapatista ve Soulmate'i de festival alanında görmek hoş oldu. Her bir kahveci özel ikramlarda bulunmaktaydı. Yemek içme alanlarında tabi ki benim için yıldız, kendi yapımları ekşi mayalı ekmeklerine bayıldığım Naan ve sağlıklı yiyecekleriyle konsepti açısından oldukça etkili ve başarılı bulduğum Plus Kitchen'dı. Sırçacı14'teki baklavalar da harika görünüyordu doğrusu!
Kahvenin yalnızca kafeinden ibaret olmadığını bilen, kahve çekirdekleri, özel kavurma ve demleme yöntemleri hakkında derin bilgilere sahip olup, özenle çalışan onlarca insan, buraya emek vermişti ve gerçekten keyif aldığım bir festival oldu. Fazla kahveden ufak çarpıntıları da göz önünde bulundurmazsak herkese tavsiye ederim. Seneye mutlaka gidin!:)
Bu etkinliğin bana anımsattığı şarkı; Mr. Meeble-100 Pills
https://www.youtube.com/watch?v=E42uX1928Aw
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder